Kimse “Öküz öldü, ortaklık ayrıldı” demesin. 

Kimse “Köprünün altından çok sular geçti” demesin. 

Kimse “Bir torba kanın ödendiğini sanmasın.” 

Çünkü MHP’nin bugünlere gelmesinde bir kaç kişinin değil, binlerin on binlerin, yüzbinlerin, milyonların ve bu davaya ömrünü veren Ülkücülerin tek tek katkısı ve hakkı vardır.

Oldum olası nabza göre şerbet veren insanlardan nefret etmişimdir; insanda bir duruş, bir karakter olmalı, neysen o olmalısın, sözün adamına göre değil ADAM gibi olmalı!…

Gülü seven dikenine katlanırmış… Boş laf! Gider papatya severim, karanfil severim… Beni incide incide sevecekse varsın tüm güzelliği onun olsun, bana çiçek mi yok!

Hamurunu bilmediği adamın, çamurunda boğulmayacaksın… 

Olduğun gibiysen eğer, olmamışların gönlünde barınamazsın… 

Baş başa vermeyince taş yerinden kalkmaz. 

Kurdun karnı aç olsada, çakallığa razı olmaz.

Allah iyi insanları, kötü insanlar ile sınar… 

İyi insan gireceği cenneti, kötü insan yanacağı cehennemi hak etsin diye…

Düne kadar parti kapısının ve yolunun nerede olduğunu bilmeyenler iki yüzlüdür. Bir görünen yüzü, ikincisi görünmemeye çalışıp gölgede kalan yüzü… 

Görünmemeye çalışıp gölgede kalan yüzü kazdıkları çukurlara bu davaya ömürlerini verenlerin ferasetiyle gömülenlerdir. Bu davanın çilesine külfetine talip olanların feraseti ile yok olup gideceklerdir.

Gıybet günahtır, fitne günahtır, iftira günahtır. Bu günahları işleyenler iki cihanda da yatacak yerleri olmayan günahkarlardır… Allah bizi günahkar olmaktan korusun.

Davamız var; bin yıldır süren, Ülkümüz var; milli ruhumuza hayat veren, Ocaklarımız var; ülkücüye ilim-irfan veren, Liderimiz var; “kahpeliklere” göğsünü geren… 

Diyet ister… Lidere sadakat ister… Ahde vefa ister… İhtirastan arınmak ister… Ülkü birliği, ülkücü irade ister…

Bilge Lider Sayın Devlet Bahçeli, bizler için, davamız için, MHP için, Ülkücüler için, Türkiye için çok kıymetli ve çok değerlidir. Allah eksikliğini vermesin, başımızdan eksik etmesin...

Allah aşkına siz kimsiniz? Bu davaya kaç damla teriniz var? Bu dava için kaç kuruşunuz var? Bu dava için hiç çile çektiniz mi? Bu dava için hiç bedel ödediniz mi? Bu dava için hiç aç kaldınız mı? Bu dava için külfete, çileye talip oldunuz mu?

* Siz Hiç! Ekşimiş, yağı donmuş yemekler ile iftar açtınız mı? Açmak mecburiyetinde kaldınız mı?

* Siz Hiç! Bir tas sıcak çorbanın hasretini çektiniz mi?

* Siz Hiç! İnce bir dilim peynir, üç dört tane zeytin ve yarım domates ile sahur yemeği yiyerk oruç tutunuz mu?

* Siz Hiç! Aynı koğuşta kafirin sofrasındaki lüksü, Ülkücü’nün sofrasındaki sefaleti gördünüz mü?

* Siz Hiç! Acı soğanı’ı dört kişi bölüştünüz mü?

* Siz Hiç! Kucağınızda Ülkücü’nün Şehit olduğunu gördünüz mü?

* Siz Hiç! Cezaevi hücrelerinde ızdırap çektiniz mi?

* Siz Hiç! Ülkü Ocağının tozunu yuttunuz mu? Bir çayını ve bir tas çorbasını içtiniz mi?

Şuradan sesleniyorum; Vallahi’de, Billahi’de bu davaya halisane duygularla hizmet etmiş Ülkücü’nün bedduasını alan hiç kimse siyasette iflah olmaz ve siyasette iki yakası bir araya gelmez! Çünkü Ülkücü’nün alın teri, göz yaşı, emeği ve çilesi vardır!..

Siz Ülkücülerin sırtına binip bugünlere geldiniz. Allah rızası için hiç bir Ülkücüyü arayıp da… Hal-hatırını sordunuz mu? Açmı’sın-tokmu’sun-susuz musun, bir isteğiniz var mı diye sordunuz mu?

Birileri gibi yan gelip yatan, maddi ve manevi hiç bir katkısı olmayan, birilerinin sırtından geçinen, hak etmediği yerlere aday gösterilen… Hak etmediği görevleri verenler ve alanlar… 

Ülkücünün emeğini, Ülküsüz insanlara verenler acaba vicdanen rahat mı?

Kıştan sonra bahara kavuşturduğun gibi.. Hakkı yenen Ülkücülerin, Hakkı gasp edilip hakkı olmayana verenlerin siyasette iki yakasını bir araya getirme ALLAHIM! 

Bu Davaya ömürlerini vermiş olan MHP ve Ülkücülerin sıkıntılarını gider!.. 

MHP ve Ülkücü camiayı selamete, huzura, barışa ve kardeşliğe nail kıl ALLAHIM!